Hizmetlerimiz
Fue Saç Ekimi
FUE yönetimiyle saç ekimi nasıl yapılır ?
Follicular Unit Extraction (FUE) yöntemiyle sac ekimi doğrusal bir kesim yapılmadan saç adalarının teker teker alınması işlemidir.
Saçlı derinin üzerinden 1mm ve daha küçük çaplı aletlerle saç adalarının yuvarlak kesilerle alınmasıdır. Fue Motoru diye bilinen bu yöntemin eski yöntemden tek farkı uygulayıcının folliküler üniteyi manüel olarak çıkarmak zorunda kalmamasıdır. Aslında temel mantık aynı olmakla birlikte yeni yöntemle uygulayıcı ve hasta zaman kazanmaktadır. Punch Biopsy kaleminin ucundaki aparat bir motora bağlı olup motorun devri istenildiği şekilde ayarlanabilmektedir. Uçların kalınlıkları değiştirilmekte ve donör sahaya göre istenilen lümen çapındaki uçlar takılmaktadır. Fue motorunun tek avantajı tabi ki sadece sağladığı zaman değildir. Ayrıca doku derinliği motor sayesinde istenildiği gibi standart hale getirilebilmekte ve bu da sürekli doku derinliğinin kontrol edilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmaktadır. Yine Fue Motoru sayesinde daha sık aralıklarla graft alınabilmekte ve aynı miktarlı saha taranması karşılaştırıldığında motorla alınan sahadan daha fazla sayıda graft çıkarılabilmektedir. Motorun bir diğer üstünlüğü de çoklu kökleri yani 2-3 hatta 4 köke sahip olan graftleri parçalama ihtimalinin daha az olması yani folliküler ünitenin bu sayede bütünlüğünü koruma başarısının daha yüksek olmasıdır.
Bu sebeplerle Fue Motoru sayesinde saç ekiminin daha konforlu bir operasyon haline dönüştüğü söylenebilir. Köklerin alınma şekli farklılık göstermesine rağmen kanalların açılması ve ekim aşamaları diğer yöntemlerdekiyle aynıdır. FUE yöntemi ile artık daha sağlıklı ve konforlu olsa da, dikkatli olmayı ve oldukça detaylı çalışma ve tecrübe gerektiren bir operasyon olduğunu bilmek gerekir. Saçların doğal çıkış açısında ve yönünde ekim yapılması, alınan saç köklerinin dış ortamda bekletilmeden hızlı şekilde nakledilmesi, ekim öncesi ve sonrası sürecin iyi anlatılmasının bu operasyonun sağlıklı ve başarılı olmasındaki en önemli faktörlerinden biridir. Saç ekimi; detaylı, hassas ve tıbbı donanım gerektiren bir uygulama olduğundan işlemi yaptıracağınız merkezi iyi seçmelisiniz.
Saç Ekimi Sonrası Yapılması Gerekenler:
Hastanın Taburcu Edilmesi
Yurtdışından gelip, otelde kalmak istemeyen hastalar hariç bütün hastalar operasyon sonrası taburcu edilir. Hastanede yatmalarına gerek yoktur. Dokunun alındığı bölüm özel bir sargı yapılır. Böylece dış bölge ile temasın kesilmesi estetik bir şekilde sağlanmış olur.
Evde yapılacaklar
Operasyon günü ve sonraki gün dışarı çıkılmaması ve evde istirahat edilmesi önemlidir. Çok gerekli olmadığı sürece hasta başka bir işle meşgul olmamalıdır. Ancak başını önüne eğmemek kaydıyla masa başı işler, bilgisayar kullanımı gibi yorucu olmayan elzem işler varsa bunlar yapılabilir.
İlk yıkama
İlk yıkamanın hastane ve klinikte uzmanlarca kontrol edildikten sonra yapılmasında fayda vardır. Operasyondan en erken 24 saat, en geç 72 saat sonra yıkamanın yapılması gerekmektedir. Öncelikle saç ekim sahası üzerine bir miktar yumuşatıcı losyon sürülmeli ve bu losyon 20-45 dakika bekletilmelidir. Kurumuş kanları yumuşatması için yapılan bu işlemden sonra saçlar ılık bir su ile durulanır ve losyondan arındırılır. Ardından özel medikal bir şampuan avuç veya saçın diğer bölgelerinde köpürtülüp hem ekim hem alım sahası yıkanır. Yıkama parmak uçları ve avuç ayası ile olmalı ve asla tırnaklar kullanılmamalıdır. Yıkama bittikten sonra kağıt bir havlu ile saç hiçbir şekilde ovalanmadan sadece nemi alınarak kurulanmalıdır. Her geçen gün yıkamanın dozu biraz daha arttırılmalı ve ortalama 7-10 gün sonra saçlı deride hiçbir kabuk, tortu, kurumuş kanlar kalmamalıdır. Her gün bu işlem tekrarlanmalı ve 15. Günden itibaren normal yıkama alışkanlığına dönülmelidir. 15. Günden itibaren hasta arzu ederse her gün saçlarını yıkamaya devam edebilir veya daha seyrek yıkayabilir. Bir günde birden fazla kez duş alınabilir ancak saçları birden çok kez şampuanlamak önerilmemektedir.
Saçların çıkma süreci
Saçlar ekimden sonraki ilk 3 hafta içinde kökleri içerde kalacak şekilde dökülürler. Aslında bu olaya kırılma demek daha doğru olur. Ekimden sonra 90 gün boyunca bekleyen kökler bu süreden sonra çıkmaya ve başlarlar. Her gün bir kısım saç çıktığından süreç doğal ve abartısız bir biçimde ilerler. Yaklaşık 8-10 ay sonra bütün saçlar ( ideal şartlarda fire ihtimali %3 tür) çıkmış olur.
Safir Saç Ekimi
Safir tekniğinin en büyük özelliği, safir uçlu kalem ile açılan kanallar ile saçların doğal görünmesi, dokuya uyumu ve nekroz olma ihtimalini minimuma indirmesidir.
Verici bölgelerden transfer edilen köklerin ekiminde dünyada 2 farklı ekim tekniği uygulanmaktadır. Birincisi ve genel olarak yaygın kullanılan teknik Klasik Slit Teknik. Kökler, ekim alanında açılan ince düz kesi ile hazırlanan kanallar içine ekilir. Köklerin ekileceği kanallar ince slitler ile önceden açılır. İkincisi ise en son uygulanan safir tekniğidir. Kökler düz kesiler içine değil, safir uçlu kalemle açılan yuvarlak delikler içine ekilir.
Diğer yöntemlerden farkı nedir ve neden bu yöntem tercih edilmelidir?
Safir ekim tekniğinin üstünlükleri öncelikle ”doğallık ve sık ekim ön şartı” ile anlatılabilir. Saç ekim operasyonlarında, ekim alanına uygulanacak cm2 de ki kök yoğunluğunun belirlenmesi operasyonun başarısını ve kalitesini göstermesi açısından çok önemlidir. Saç ekiminde doğallık demek; saçsız alana yoğun saç ekilmesi ve bu ekilen saçların doğru açılara sahip olması demektir. Uluslararası terimle “density” (yani cm2 de ki kök sıklığı) en önemli belirleyicidir. Cm2 de ki kök sıklığı 40-45 kök olarak çalışılan saç ekim operasyonlarında, sonuç son derece yoğun bir saçlı görünüm sağlar.
Kökler safir uçlu kalemler ile doğru açıları verilerek açılan son derece ufak delikler içine yerleştirildiği için köklerin yerinden oynaması ve açısının değişmesi ihtimali yoktur. Ayrıca ekim yapılacak her kök, saçlı kısımdan tutulup, delik içine yerleştirildiği için köklere zarar verme riski yoktur. Operasyon sonrası ekim alanında ince iğneler ile çalışılıyor olduğu için, ise ekim bölgesinin 2-3 gün sonunda iyileşmesine yardımcı olur ve en önemlisi iz (scar) kalmaz. Eğer operasyon sonrası normal yaşama daha hızlı dönüş yapmak isteniyorsa, var olan saçlar kadar ve doğal yoğunluğa sahip saçlı görünüm hedefleniyorsa safir tekniğini tercih edilmelidir.
İyileşme süreci ne kadar sürmektedir?
Safir tekniği ile saç ekim operasyonlarının iyileşme süreci son derece hızlıdır. 2-3 gün sonunda ekim yapılan alan iyileşir. Operasyon sonrası dikkat edilmesi gereken tek şey ekim yapılan kökleri sürtme, bir yere çarpma gibi tehlikelerden korumak gerekir.
Yan etkileri var mıdır?
Safir tekniği ile saç ekiminin hiçbir yan etkisi olmadığı gibi, diğer tekniklerde oluşabilen nekroz, iz, ödem gibi olumsuz etkileri de minimuma indirmektedir.
Kimler Tercih Ediyor
Bir işlem yeterince bilindiği ve genel kabul gördüğü zaman, insanların o işlemle ilgili bir sonra ki aşaması “detayda kalite ve mükemmellik” olmaktadır. Saç ekimi de zaman için de aynı şekilde ilerleyen bir süreç takip etti. Fue saç ekimi oldukça uzun zamandır uygulanan ve bilinirliği genel kabul görmüş bir operasyondur. Artık sıra kalite ve mükemmellik arayışına gelmiştir. Bu arayış, saç ekimin de gerçek başarı olgusunu “Safir tekniğine” taşımaktadır. Bu nedenle Safir ekim tekniğini tercih eden hastalarımız saç ekiminde risk almak istemeyen kişilerdir. Doğallık ve saç yoğunluğu Safir tekniği tercih eden hasta grubu için çok önemlidir.
DHI Saç Ekimi
Bu tekniğin amacı başın arka kısmından ekilmek üzere alınan graftlerin, kanal açılmadan direk ekilmesi ve dışarıda bulunduğu süreyi en aza indirgeyerek daha sağlıklı ve güçlü olmalarını sağlamaktır.
Donör bölgeden ekilmek için alınan saç kökleri / graftler için, saçların ekileceği bölgelere herhangi bir delik açılmaz ve saç kökleri kullanılan özel uçlar ile direkt olarak ekilir. Bu teknik klasik FUE tekniğine göre daha zahmetli ve uzun sürmektedir, öte yandan kesi olmadığı için iyileşme sürecinin de daha hızlı olmasını sağlamaktadır. Ekim yapılacak bölgeye delik açılmıyor oluşu, ekilebilecek kök sayısını da oldukça çoğaltmakta ve daha yoğun ekim yapılabilmesine olanak sağlamaktadır.
Dhi tekniği başta Türkiye olmak üzere dünyada sadece birkaç saç ekim merkezinde uygulanabilen FUE tekniği ile saç ekiminin yeni ve çok özel tekniklerinden birisidir.
Dhi tekniği ile saç ekim işleminin avantajları
Bu tekniğin en büyük özelliği doğal saça en yakın, yara izi riski düşük, saç yoğunluğu daha sık, özel iğneler sayesinde iyileşme hızı yüksek, en yeni saç ekim tekniğidir. Sağladığı yoğunluk santimetre kare başına 40 – 60 graft olmak üzere şerit / yanal kesi tekniğinin iki katı kadardır. Bu yoğunluk dökülen bölgede müthiş bir kaplama imkanı sunar.
Saç ekimi yapılacak alanı, değişik açılarda saç ekimi imkanı sunar, özellikle saç çizgisi gibi hassas bölgelere uygulandığında daha doğal bir görünüm ile birlikte çok daha başarılı sonuçlar elde edilmesini sağlar.
Teker teker uygulanması gereken çok hassas bir teknik olduğu için bu tekniğin kullanıldığı saç ekim merkezlerinde alanında uzman ve son derece başarılı bir ekip görev alır. Dhi tekniği ile saç ekim işleminde yapılan saç tasarımı en doğal ve en başarılı sonuçlara ulaşır.
Saç Ekimi Sonrası PRP ve MEZOTERAPİ Uygulaması
Saç dökülmesinin genetik faktörler, hormonal dengesizlikler, stres, yetersiz beslenme, mevsim geçişleri gibi pek çok sebebi vardır. Özellikle erkeklerde daha sık görülen tamamen dökülme durumunda tedavi olarak saç ekimi yapılmaktadır.
Saç ekimi yapıldıktan sonra, ekilen saçların deriye daha iyi tutunmaları, beslenmeleri ve kuvvetlenmeleri için PRP ve Saç Mezoterapisi gibi destekleyici tedaviler ayrı ayrı veya birlikte uygulanabilir.
Saç Mezoterapisi
*Saç için gerekli olan vitamin, mineral ve aminoasitler gibi gerekli malzemelerin karışımıdır.
*Belli aralıklarla saç dökülmesi olan alanlara enjekte edilir.
*Saç ekimi sonrası saç tellerini koruyucu ve güçlendirici etkisi vardır.
*Seanslar ortalama 10-15 dakika sürer.
Saç PRP Uygulaması
*Hastadan alınan kan ile yapılır.
*Kişinin kanı belli işlemlerden geçirilerek plazma haline getirilir.
*Plazma, kanın içindeki büyüme faktörlerinden zengin trombositleri içerir.
*Elde edilen plazma, ekilen saç köklerini besler ve kuvvetlendirir. Yaklaşık 30 dakikalık bir işlemdir.
Gögüs Estetiği
Göğüs Estetiği Ameliyatlarında Yaş Sınırlaması Var mıdır?
Kadın vücudunda göğüs oluşumu; ergenlik döneminden itibaren başlar ve gelişim süreci 18 yaşına kadar devam eder. Bu süreç bazı kadınlarda daha uzun olabilmektedir. Ortalama olarak 18 yaşından sonra göğüs estetiği ameliyatları yapılabilmektedir. Ancak göğüslerde mevcut olan sorun; kişinin psikolojisinin kötü etkilenmesine, nefes zorluklarına ve mantar gibi hastalıklara sebebiyet veriyorsa ameliyat geciktirilmemelidir.
Göğüs Küçültme Ameliyatı
Büyük göğüslerinden şikâyetçi olan ve büyük göğüsleri nedeniyle sağlık sorunları yaşamaya başlayan kadınlar için uygulanan bir ameliyattır. Farklı birçok tekniği olmakla birlikte meme ucundan yapılan işlemlerde daha az dikiş izi kalır. Bu nedenle en çok tercih edilen yöntemlerden biri meme ucundan yapılan ameliyattır. Ameliyat sonrasında kişinin sağlık sorunlarının düzelmesini sağlayacak ve vücut oranına en uygun olacak boyutlarda memelere sahip olunması amaçlanır. Göğüs küçültme ameliyatı sırasında süt bezlerinin ve süt kanallarının zarar görmesi riski de mevcuttur. Bu risk memenin boyutlarına ve ameliyat tekniğine göre değişebilir. Bu nedenle tüm cerrahi tedavilerde olduğu gibi ameliyatı yapan doktorun becerisi, işlemin gerçekleştirileceği sağlık kuruluşunun yetkinlikleri çok önemlidir.
Göğüs Büyütme Ameliyatı
Göğüs büyütme ameliyatında hastaların kendi dokusu kullanılabileceği gibi meme protezide kullanılabilmektedir. Kişinin kendi yağ dokusu ile göğüslerin büyütüldüğü yöntem uzun süreçte verdiği etkinin yeterli olmaması nedeniyle günümüzde fazla tercih edilen bir yöntem değildir. Meme protezi kullanılan ameliyatlarda ise birçok farklı yöntem söz konusudur. Bu yöntemlerin bazılarında ameliyat meme ucundaki kahverengi kısımdan yapılırken bazılarında meme altı kıvrımından yapılır. Kullanılan meme protezlerinin genellikle dışı silikon kılıfla kaplanmıştır. Kılıfın içerisinde yağ, serum ya da silikon jel kullanılmaktadır. Meme protezlerinin bir kısmının şişirilmek suretiyle hacmi değiştirilebilir bir şekilde üretilirken diğer bir kısmı sabit hacimli olarak üretilir. Günümüzde en çok tercih edilen ve en iyi sonuç veren meme protezleri içi silikon jel ile doldurulmuş protezlerdir. Meme protezleri damla şeklinde ya da yuvarlak olarak üretilirler. Bu protezlerden hangisinin kullanılacağı hastanın istekleri ve amacı doğrultusunda doktor tarafından gerekli değerlendirmenin yapılması sonucu seçilir. Göğüs büyütme ameliyatlarının, ciddi boyutlarda göğüs sarkması yaşayan kadınlarda doğrudan uygulanması, istenmeyen sonuçlara sebep olabilir. Bu nedenle sarkık göğüsler için; büyütme ameliyatı ile dikleştirme ameliyatı birlikte uygulanmalıdır.
Göğüs Dikleştirme Ameliyatı
Kadınlarda ilerleyen yaşlarda hormonların etkisiyle meme dokusunda sarkma görülebilmektedir. Bununla birlikte emzirme dönemindeki kadınlarda süt kanallarının sürekli dolup boşalması göğüslerde deformasyona neden olabilmektedir. Yerçekimi de göğüs sarkmasına neden olan başlıca etkenlerden biridir. Göğüs sarkması sorununu yaşayan kadınlar göğüs dikleştirme ameliyatı olabilirler. Göğüs dikleştirme ameliyatı, göğüs küçültme ve göğüs büyütme ameliyatı ile kombin halinde de uygulanabilir. Bu ameliyat ile göğüslerin büyüklüğü değiştirilmeden yalnızca sarkma giderilir. Böylece sarkık bir görüntü yerine diri ve canlı bir görüntü oluşturulur. Bazı tekniklerde genel anestezi uygulanırken bazı teknikler lokal anestezi ile gerçekleştirilir.
Burun Estetiği
Burun Estetiği Hakkında Öğrenmek İstedikleriniz için Bize Ulaşabilirsiniz.
Mutlaka deneyimli uzmanlara başvurulmalı
Burun estetiği ameliyatları açık ya da kapalı yöntemle yapılmaktadır. Kapalı ameliyatta tüm kesiler burun içinden yapılırken, açık ameliyatta burun ucu tabanından küçük bir kesi daha açılır. Hangi tekniğin uygulanacağı burunda yapılmak istenilen işlemler ve cerrahın deneyimi ile ilişkilidir. Genel anesteziyle yapılan ameliyat, ortalama 1-3 saat arası sürmektedir. Ameliyat sonrası kanamayı önlemek ve burnun şekline içeriden destek vermek için 2-3 gün tamponu uygulanabilmektedir. Ayrıca burnun şeklini muhafaza etmesini sağlayan özel bantlar ve plastik atel 6-8 gün boyunca kullanılabilir. Ameliyat sonrası burun ve göz çevresinde şişlik ve morluk olabilir fakat 3- 7 gün arasında bu şikayetler tamamen geçmektedir. Hasta 1-2 gün içerisinde taburcu edilerek, günlük yaşantısına dönebilmektedir. Life Time Hairtransplant tüm süreçte yanınızda olmaktadır.
Ameliyat sonrası bu 13 maddeye dikkat edin
1. Ameliyat sonrasında uygulanan tamponlar alınana kadar ağızdan nefes alın
2. Ağız kuruluğunu gidermeye yardımcı olacak su ve hafif içecekler tüketin, pipet kullanmayın
3. Yumuşak, kolay çiğnenen gıdalar tüketin
4. Dudakları nemli tutmak için dudak kremi kullanın
5. Aspirin veya kan sulandırıcı ilaçlar almayın
6. Uyurken veya dinlenirken başınızı 30 derece yüksekte olacak şekilde tutun. Kan dolaşımını korumak ve ameliyat sonrası oluşacak şişliğin azalmasına yardımcı olması için gün boyunca başınızı dik tutmaya çalışın
7. Burnunuzu sümkürerek temizlemeyin ve burnunuzu bir yere çarpmamaya özen gösterin
8. Dişlerinizi yumuşak bir diş fırçası ile yavaşça fırçalayın
9. Ameliyattan sonrası iki haftalık süre içerisinde ıkınmaktan, eğilmekten, ağır şeyler kaldırmaktan, efor gerektiren egzersizlerden kaçının. Bir ay süre ile direkt güneş ışınına maruz kalmaktan kaçının ve özellikle güneşli ortamlarda mutlaka güneş koruyucu krem kullanın
10. Tamponlar çıkarıldıktan sonra, burnunuzu doktorunuzun önerdiği merhemi kulak temizleme çubuğuna sürerek günde 2-3 kez nazikçe temizleyin. Kulak temizleme çubuğunu burun deliğinden yukarıya doğru sokmayın. Doktorunuzun önereceği burun spreyi ile burun içini yıkayın
11. Aksırmak, sümkürmek zorunda kaldığınızda, her iki burun deliğiniz açık şekilde nazikçe yapın.
12. Hapşırmak zorunda kalırsanız ağzınız açık hapşırmaya çalışın
13. Ameliyat sonrası üç ay süre ile ay gözlük kullanmayın
Diş İmplant
Diş İmplantı Nedir ve Nasıl Uygulanır?
Diş implantları günümüzde hastalar tarafından en çok tercih edilen diş şeklidir ve neredeyse her yaş grubundan hastaya uygulanabilmektedir. Eğer hastanın durumu hassas değilse ve büyük bir engel yok ise, diş implantları hastanın damağına belirli tedavi yöntemleri ve metotlarla uygulanır ve hasta yepyeni bir ağız yapısıyla birlikte, sağlıklı bir hayata kavuşur. Diş implantı denilen ürün, eksik dişleri yerine sağlıklı bir şekilde koymak için hastanın çenesine yerleştirilen yapay bir diş köküdür ve bu diş, çoğunlukla vidalı bir şekle sahiptir.
İmplant diş yaptırmanın sakıncası var mıdır?
Çene kemiği, titanyum maddesini vücudun bir parçası olarak algıladığından dolayı, implantlar günümüzdeki diş tedavisinde çoğunlukla titanyumdan yapılmaktadır. Bundan dolayı herhangi bir sakıncası yoktur.
Diş İmplantının Faydaları Nelerdir?
Ayrıca diş implantı tedavisinde, kullanılan materyallerin yüksek doku uyumu nedeniyle implantların başarı oranı günümüzde gerçekten de çok yüksektir. Diş implantları, diş hekimliğinde gerçekten de çok yaygın bir kullanım alanına sahiptir.
Diş İmplantı Kimlere Uygulanır?
Diş implantının en önemli avantajlarından biri ise tek diş eksikliklerinden tutun da, hiç dişi olmayan hastalara kadar çok geniş bir yelpazedeki hasta grubuna uygulanabilir olmasıdır. Bu uygulama komşu dişlere hiç müdahale edilmeden gerçekleştirilir. Çiğneme hissi, hastaya normal diş hassasiyetine çok yakın bir diş hissi vermektedir. Aynı zamanda diğer dişlere müdahale etmeden tedavi imkanı yaratmaktadır. Bu yüzden, implant içeren diş tedavi yöntemleri günümüzde en çok uygulanan tedavi yöntemlerinden biri haline gelmiştir.
Medical Estetik
Botox, Dudak Dolgusu, Badem Göz Estetiği, Fransız Askısı, Işık dolgusu vb.
Estetik Cerrahi
Karın Germe, Liposuction (Yağ Aldırma), Kepçe Kulak, B.B.L.